Dil Bilimi Sitesi
Anasayfa Site Sahibi Hakkında Makale ve Denemelerimiz Seçme Akademik Yazılar Bibliyografya Yazılımlar Terim Sözlüğü Bağlantılar
Sözlük Bilimi
Köken Bilimi
Metin Dil Bilimi
Deyiş Bilimi
Tarihsel Dil Bilimi
Karşılaştırmalı Dil Bilimi
Çeviri Bilimi
Gösterge Bilimi
Edim Bilimi
Dil Öğretimi
Dil Bilimi Öğretimi
Dil Özürleri
Klinik Dil Bilimi
Ruh Dil Bilimi
Toplum Dil Bilimi
Adli Dil Bilimi
İnsan Dil Bilimi
Budun Dil Bilimi
Uzam Dil Bilimi
Bilişsel Dil Bilimi
Sinir Dil Bilimi
Dirim Dil Bilimi
Bilgisayarlı Dil Bilimi
 
Ana Bağlantılar
Linguistic Theory (Robert de Beaugrande) (yeni)
History of Linguistic Thought
PhilWeb (Philosophy of Language and Linguistics)

 

KURAMLAR

DİL BİLİMİ OKULLARI

  • Doğalcılar
  • Toplumsalcılar
  • Aykırılıkçılar
  • Örneksemeciler
  • İskenderiye Okulu
  • Bergama Okulu
  • Basra Okulu
  • Küfe Okulu
  • Realistler
  • Nominalistler
  • Port Royal Okulu
  • Cenevre Okulu
  • Prag Okulu

a) Dil işlevsel bir sistem olarak düşünülmelidir.

b) Dil bilimcinin dile yöntem açısından yaklaşımı eş zamanlı olmalıdır ve konuşucunun sezgisine başvurulmalıdır.

c) Dilin işlevsel sistem düşüncesi sadece eş zamanlı düzleme değil aynı zamanda art zamanlı düzleme de uygulanmalıdır.

d) Prag Dil Bilimi Çevresi'nin amaçlarında biri de dillerin oluşturduğu sistemlerin bir tipolojisini gerçekleştirmektir.

  • Kopenhag Okulu
  • Dağılımsal Okul (Bloomfieldçı)
  • Amerikan Yapısalcılığı
  • Chomskyan Üreticilik

DİL BİLİMİ KURAMLARI

  • Tarihsel Dil Bilimi

 

  • Betimleyici Dil Bilimi

 

  • Yapısal Dil Bilimi

Tahsin Yücel'e göre 'yapısalcılık'ın temel yönelimleri şunlardır: (Tahsin Yücel, Yapısalcılık, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1999 (ilk baskı 1982), s. 13-14)

  • Ele alınan nesnenin “kendi başına ve kendi kendisi için” incelenmesi,
  • Nesnenin kendi öğeleri arasındaki bağıntılardan oluşan bir “dizge” [sistem] olarak ele alınması
  • Söz konusu dizge içinde her zaman işlevi göz önünde bulundurma ve her olguyu bağlı olduğu dizgeye dayandırma zorunluluğunun sonucu olarak, nesnenin artsüremlilik değil, eşsüremlilik içinde ele alınması,
  • Bunun sonucu olarak, köken, gelişim ve etkileşim, vb. türünden artsüremsel sorunlara ancak nesnenin elden geldiğince eksiksiz bir çözümlemesi yapıldıktan sonra ve bunların da dizgesel olarak ele alınmalarını sağlayacak yöntemler geliştirilebildiği ölçüde yer verilmesi,
  • Nesnenin “kendi başına ve kendi kendisi için” incelenmesinin sonucu olarak, “doğaötesel” [metafizik] değil, “özdekçi” [pozitivist, maddeci] bir tutum izlenmesi,
  • Bu yaklaşımın felsefel, siyasal ya da sanatsal bir öğreti değil, tutarlı bir çözümleme yöntemi olmaya yönelmesi, dolayısıyla düşüngüsel yaklaşımla bir ilgisi bulunmaması.

 

 

  • İşlevsel Dil Bilimi

 

İşlevselcilik, dilin ve öğelerinin işlevselliğini dilsel süreçleri ve yapıları anlamanın anahtarı olarak görür. İşlevsel dil kuramları, dil temelde bir araç olduğundan, yapılarının en iyi şekilde yerine getirdikleri işlevlere gönderme yapılarak çözümlenip anlaşılabileceğini varsaymanın mantıklı olduğunu öne sürer. Bunlar anlam ve bağlamsal bilgi aktarma görevlerini içerir.

İşlevsel dilbilgisi kuramları yapısal ve genel olarak insancıl dilbilime aittir, dili toplum tarafından yaratılmış olarak görür ve dilbilimi sistem kuramıyla ilişkilendirir. İşlevsel kuramlar dilsel öğelerin kullanıldığı bağlamı dikkate alır ve bunların söz konusu ortamda araçsal olarak yararlı veya işlevsel olma biçimlerini inceler. Bu, edimbilime anlambilim ile birlikte açıklayıcı bir rol verildiği anlamına gelir. Dilsel ögeler arasındaki biçimsel ilişkilerin işlevsel güdümlü olduğu varsayılır. İşlevselcilik bazen biçimcilikle karşılaştırılır, ancak bu durum işlevsel kuramların, dilbilgisel ya da iyi biçimlendirilmiş ögeleri dilbilgisel olmayan ögelerden ayıran kuralların formüle edilmesi anlamında üretici olan dilbilgisel açıklamalar oluşturmasını engellemez.

Simon Dik işlevsel yaklaşımı şu şekilde tanımlamaktadır:

İşlevsel paradigmada dil, öncelikle insanlar arasında iletişimsel ilişkiler kurmak amacıyla kullanılan bir sosyal etkileşim aracı olarak kavramsallaştırılır. Bu paradigma içerisinde, insanların sosyal etkileşim içerisinde dil ile ne yaptıkları ve neyi başardıkları ile ilgili olarak dilin araçsallığı ortaya çıkarılmaya çalışılır. Başka bir deyişle, doğal dil, doğal dil kullanıcısının iletişimsel yetkinliğinin bütünleşik bir parçası olarak görülür. (2, p. 3) (Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Functional_linguistics)

  • Üretici-Dönüşümcü Dil Bilimi

Üretici dilbilgisi ya da üretici dilbilimi doğuştan geldiği varsayılan bir gramer yapısının incelenmesi olarak gören bir dilbilim teorisidir. Daha önceki yapısalcı dilbilim teorilerinin biyolojik bir uyarlamasıdır ve nihayetinde glossematikten türemiştir. Üretici dilbilgisi, dilbilgisini, belirli bir dilde gramer cümleleri oluşturan kelimelerin tam olarak bu kombinasyonlarını üreten bir kurallar sistemi olarak görür. Bu, istenildiği kadar uzun olabilen belirsiz sayıda cümle üretmek için tekrar tekrar uygulanabilen açık kurallar sistemidir. Yapısal ve işlevsel modellerden farkı, üretici dilbilgisinde nesnenin fiil cümlesi içinde temel olarak üretilmesidir. Bu sözde bilişsel yapının, evrensel bir dilbilgisinin, insanlarda genetik bir mutasyonun neden olduğu sözdizimsel bir yapının parçası olduğu düşünülmektedir.

Üretici dilbilimciler, AÖ (Ad Öbeği) EÖ (Eylem Öbeği) (AÖ) çözümlemesinin doğal dil tanımlamasında çalışmasını sağlamak için çok sayıda teori oluşturmuşlardır. Yani, özne ve fiil öbeği bağımsız bileşenler olarak görünür ve nesne fiil öbeğinin içine yerleştirilir. Wh-hareketinin ve öznenin fiili nesneden ayırıyor gibi göründüğü diğer durumların nasıl uygun bir şekilde analiz edileceği temel bir ilgi noktası olmaya devam etmektedir. Üretken dilbilgisi uzmanları tarafından bilişsel olarak gerçek bir yapı olduğu iddia edilse de, sinirbilim bunun için hiçbir kanıt bulamamıştır. Başka bir deyişle, üretken dilbilgisi önerilen dilsel biliş modellerini kapsar; ancak bunların tamamen doğru olduğuna dair hala kesin bir gösterge yoktur. Son zamanlarda, büyük dil modellerinin başarısının üretici sözdiziminin temel iddialarını zayıflattığı, çünkü bu modellerin gradyan olasılığı ve ezberlenmiş yapılar da dahil olmak üzere belirgin şekilde farklı varsayımlara dayandığı ve hem sözdizimsel yapıda hem de biliş ve sinirbilim ile bütünleşme konusunda üretici teorilerden daha iyi performans gösterdiği iddia edilmektedir. ( Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Generative_grammar)

 

 

DİL BİLGİSİ KURAMLARI

kaynak: www.en.wikipedia.org

Üretici Dil Bilgisi (Generative grammar) : algorithmic (Öbek Yapısı Dil Bilgisi (phrase structure grammars))

            Dönüşümcü Dil Bilgisi (Transformational grammar) (1960'lar)

            Genelleştirilmiş Öbek Yapısı Dil Bilgisi (Generalised phrase structure grammar) (1970'lerin sonu)

            Head-driven phrase structure grammar (1985)

            İlkeler ve Değişkenler (Principles and parameters) (1980'ler)

            Sözlüksel-İşlevsel Dil Bilgisi (Lexical functional grammar)

            Ulamsal Dil Bilgisi (Categorial grammar) (lambda calculus)

            Montague Dil Bilgisi (Montague grammar)

           Bağımsal Dil Bilgisi (Dependency grammar) (Lucien Tesnière 1959)

            Bağlayıcı Dil Bilgisi (Link grammar)

            Bilişsel Dil Bilgisi (Cognitive grammar) / Bilişsel Dil Bilimi (Cognitive linguistics)

            Kuruluş Dil Bilgisi (Construction grammar)           

                        Akışkan Kuruluş Dil Bilgisi (Fluid Construction Grammar)

            Sözcük Dil Bilgisi (Word grammar)

            Olasılıklı Dil Bilgisi (Stochastic gramma) r: olasılıklı

            İşlemci Dil Bilgisi (Operator Grammar)

            İşlevsel Dil Bilgisi (Functional grammar) : kullanım-uyumlu (davranışçı)

            Danimarka İşlevselciliği (Danish Functionalism)

            Dizgesel İşlevsel Dil Bilgisi (Systemic functional grammar)

            Rol ve Gönderge Dil Bilgisi (Role and reference grammar)

 

DİL GELİŞİM KURAMLARI

Davranışçı Kuram (Behaviorist Theory) : Dilin, sözel bir davranış olduğundan hareketle sosyal ortamda taklit ya da tekrar yoluyla öğrenildiğini varsayar. B.F. Skinner bu kuramın önde gelen temsilcisidir.

Doğuştancı Kuram (Nativist Theory) : İnsanın dil yetisinin biyolojik bir temeli olduğunu, doğarken dil yetisiyle doğduğunu varsayan bir kuramdır. Eric Lenneberg ve Noam Chomsky bu kuramın öncülerindendir. Steven Pinker da bu kuramın temsilcilerinden olmakla birlikte Chomsky'den evrimci yaklaşımıyla ayrılır. Pinker, dilin göz gibi evrim süreci içinde gelişen bir organ olduğunu varsayar.

Noam Chomsky ve Eric Lenneberg'in dile dair temel varsayımları şunlardır (Rod Ellis (1985), The Study of Second Language Acquasition, Oxford University Press, s.81):

  1. Dil, [yalnızca] insana özgü bir yetidir.
  2. Dil, insan zihninde bağımsız bir yeti olarak vardır.
  3. Dil ediniminin birincil sebebi, çocuğun "dil edinim aygıtı"dır. Bu aygıt, genetik olarak aktarılmıştır ve çocuğun, hedef dilin kurallarını keşfetmesini sağlayan dille ilgili temel ilkeleri içerir.
  4. Girdi verileri, çocuğun hedef dili keşfetmesini sağlayan "dil edinim aygıtı"nı tetiklemek için gereklidir.

Deneyimci Kuram (Empiricist Theory): Doğuştancı kurama, özellikle de Chomsky'nin görüşlerine karşı çıkan bir kuramdır. Bu kuramda en etkili modeller İstatiksel öğrenme kuramları olarak da bilinir. Michael Tomasello kuramın önde gelen savunucularındandır.

Etkileşimsel Kuram (Interactionist Theory) : Bu kuram, davranışçı ve doğuştancı kuramları uzlaştıran bir kuramdır.